23 Kasım 2009 Pazartesi

Paris is Burning ,71 dk. , 1990 belgesel/film


*Lambda da var, kontrol edilicek altyazı vb.
Çok eğlenceli bir belgesel/film. Daha önce yazılmış bir yazı, yeterli olur herhalde:


“Bir Balo Veriyoruz. Keşke Sen de Burada Olsaydın.

Paris is Burning, New York'da siyah ve hispanik drag queen'lerin düzenlediği baloları anlatan bir belgesel film. İstenen her şeyin giyilebildiği bu balolara katılanlar, tavır ve giyim-kuşamdaki hünerlerine göre bir jüri tarafından değerlendiriliyor. Biz de bu sırada pek çok yarışmacıyı yakından tanıyor ve aralarındaki dayanışmaya şahit oluruz. İçlerinden birinin diğerine dediği gibi: "Siyahsın, gay ve drag queen'sin. Yani üç yönden saldırıya uğruyorsun". Filmdeki kişiler, (maalesef) bu balolar dışında toplumda kabul görmeyen insanlar. Fakat orada herkes istediği her şey ve herkes olabiliyor. 1986 -1989 yıları arasında geçen ve geniş bir zaman dilimini yansıtan filmde, zamanla (bazıları oldukça trajik de olsa) nelerin değiştiğini görmek de mümkün.

Kulağa fazlasıyla depresif geliyor ama durum hiç de öyle değil. Aksine, filmdeki röportajların çoğu oldukça eğlenceli. Konuşmacılar genellikle durumlarını ince bir mizah duygusuyla değerlendiriyor ve bizlere de böyle aktarıyorlar. Çünkü toplumdaki yerlerinin farkındalar ve bunu (yapmaları gerektiği gibi) mizahi bir yolla kabul ediyorlar. Filmdeki karakterlerin tümü, farklı "anne"lerin etrafında toplanan ayrı ayrı evlerde yaşıyor ve herkes birbirine yardımcı olmaya özen gösteriyor. Filmdeki bu özgün toplu yaşam adeta büyüleyici.
1990 yılında vizyona giren Paris is Burning, oldukça tartışmalı bir film olmakla birlikte bir hit olmayı da başardı. Ancak, sayısız festivallerde En İyi Belgesel Film dalında birinci seçilmiş olmasına rağmen, asla Akademi Ödülleri'ne aday gösterilmedi. Bunun sebebi ise "siyah ve hispanik drag queen'lerin Akademi için önemli konular olmamasıydı. Sizce de çarpıcı değil mi? Homofobi ve ırkçılık bir arada.

Paris is Burning, değerini halen koruyan, başarılı bir "dönem filmi". Fakat New York için pek çok şey artık aynı değil. Filme konu olan balolar hala yapılıyor ama bizim izlediğimiz ruh maalesef artık yok. Ayrıca, drag olmak şimdi toplumda biraz daha fazla "kabul" görüyor ya da başka bir deyişle konumu açısında kötünün iyisi bir durumda. "Ev"ler de artık mevcut değil. Filmdeki karakterlerden ikisinin AIDS nedeniyle hayatını kaybettiğini biliyoruz ama diğerleri hakkında maalesef pek bir bilgimiz yok. İnsan merak ediyor: Şu an bu insanlar neredeler? Özellikle de 13 ve 15 yaşlarındaki o iki çocuğa ne oldu?


Paris is Burning, eğlenceli, etkisini bugün bile kaybetmemiş ve oldukça ilgi çekici bir film. Mutlaka görülmeli.”

Trailer: http://www.spout.com/films/Paris_is_Burning/26125/1767/trailers.aspx

2 yorum:

  1. biz izleyelim de pek gösterilecek bir şey değil mi ne?

    YanıtlaSil
  2. bu filmi seyredip arkasından judith butler'ın "toplumsal cinsiyet yanıyor" makalesi okunursa başka bir film okuması olabilir. tavsiye ederim.

    YanıtlaSil

silkele tüm taşlarını, biz bizeyiz;)